ZORTANA ANILARI 11 – “LONG PIER – 1” / MÜSTEAR EFSUNOĞLU

Sonunda olan oldu; Zortana’nın turistik kenti Captain’s Town’da bir bu eksikti, o da tamamlandı.  Captain’s Town’da yıllardır yılan hikayesine dönen Long Pier’in inşaatı tamamlandı. Halkın büyük bir kesimi yıllar süren inşaat sırasında çekilen çileleri bir günde unutuverdi. Oysa Long Pier için yakın çevrede bir doğa katliamı yaşanmış, sanırım 300 bin metreküp (yaklaşık 520 bin ton) dolgu malzemesi gerekmiş ve inşaatın malzemesini sağlamak için koca bir dağı yok etmişlerdi. Her gün onlarca kamyon kentin tam göbeğindeki inşaat alanına malzeme götürüp, getirmiş, alandan çıkartılan atıklar yakın çevredeki güzelim ormanın kenarına, içine öylece atılmıştı. Kadim dostum ve rehberim Freed bana eskiden o bölgede yaşayan orman canlılarının giderek azaldığından, orman sınırındaki ağaçlarınsa kurumaya başladığından söz etmişti. Ben Zortana’ya geldiğimden bu yana neredeyse 3 yıl oluyor. O atıkları yok etmek için herhangi bir çalışma görmediğim gibi, üzerine çevredeki inşaatların molozlarının da atıldığına şahit olmuşluğum var. Bu süreçte Freed’in işaret ettiği orman canlılarının nüfusu artmadığı gibi, ağaçlar da yeniden canlanmadı…

İnşaatın yapıldığı yer kentin tam ortasındaki o güzelim sahil yolunun kenarında. Halkın en sevdiği ve en çok vakit geçirdiği yeşil alanlar ve yeme – içme tesisleriyle yerli yabancı herkesin kullandığı, hatta sıcak yaz akşamlarında serinlediği gözde bir alan. Sahil yolu ise her zaman yoğun bir trafiğe sahip. Park alanları sınırlı da olsa, ara sokakların otopark olarak kullanıldığı, yanındaki yaya ve bisiklet yolları ve spor temalı parklarıyla kent insanına spor yapma olanağının sağlandığı özel bir statüye sahip. O yolda yürüyüş yapmak ya da bisiklete binmek adeta cana can katıyor…

Zaman zaman yoğunluktan trafiğin sıkıştığı o iki şeritli yol, inşaat sürecinde başka bir eziyete uğradı. Malzeme taşıyan ağır vasıtaların yarattığı trafik sorunları nedeniyle tahrip oldu, adeta kullanılamaz hale geldi. Yol üzerindeki turistik işletmeler de kepenklerini indirmek zorunda kaldılar. Kentin dolaylı turizm çekim alanlarından birisi olan sahil yolu çekim gücünü yitirip, halkın kullanamadığı bir şantiyeye dönüştü. Günlük hareketi, gürültüyü, çevre kirliliğini ve diğer olumsuz etkenleri anlatmayayım.

Limanın durumunu tahmin edersiniz. Dibi balçıkla dolu denizde o büyük gemilerin yanaşabilmesi için belirli bir derinliğin olması gerekiyordu. Eh, tahminimce bir milyon metreküp balçığı da mevzii dip taramalarıyla hallettiler ama denizin dibinin balçıkla dolmasına neden olan sorunu kaynağında yok etmeyi düşünmediler. O balçığa neden olan derelerin ve kanalların ıslahı için -Allah bilir- para harcamak istememiş olabilirler. İlerde tekrar deniz dolar da dip derinliği yetersiz kalırsa diye bir kaygıları da sanırım yok…

Merak ettim, Freed’e sordum: “Captain’s town’ın zaten ekolojik dengesi bozulmuş olan bu güzelim limanına bir de Long Pier yapılması ne gibi yararlar sağlar?”

Freed, “Mister Müstear, dediklerine göre kentin ekonomisine çok büyük katkı sağlayacakmış. Esnafın yüzü gülecekmiş. Büyük bir istihdam sağlayarak kentimizin çocuklarına iş imkânı verecekmiş. Gelecek olan gemiler ihtiyaçlarını bizden karşılayacakmış Turizm bir kere daha patlayacakmış. Turistik eşya satan mağazalar “yok” satacakmış. Devlet birçok vergi kazanacakmış, Zortana’nın gayrisafi milli hasılasına da böylece büyük katkılar verilecekmiş” diye anlatılıyor dedi.

“Peki Freed, bütün bu kazanımlar garanti mi? Yani kurvaziyer firmaları Captain’s Town’ı koca gemilerin gelip yolcularının keyifle zaman geçirecekleri uygun özelliklerde mi değerlendiriyorlar” dedim. “Hayatta neyin garantisi var ki Mister Müstear? Alt yapı sorunları zamanla düzelir herhalde. Gerçi gezilip görülmeye değer kültür varlıkları ve doğal değerler pek korunamadı ama…” diye yanıtladı.  “Kimler bu işten kazanacak?” diye sordum. “Long Pier’i yapan ve işleten firma kazanacak; her gelen gemiden yanaşma parası alacak, yolculara hizmet verecek seyahat acentası kazanacak, otobüsleri tedarik eden firma kazanacak, elektrik – su hizmetleri veren firmalar kazanacak, işletmede istihdam edilen 35 kadar çalışan maaş kazanacak” diye sıraladı. 24 saat kesintisiz etkinliklerle ve yeme – içme hizmetleriyle donatılan gemiden inip de kent merkezini görmeye gidenler olursa, oradaki esnafın da kazanma ihtimali olduğunu ekledi.

Kurvaziyer işletmecileri mola limanlarında yolcularının para harcama ihtimali olan her şeyi önceden planlayıp, o kazancı kendilerine getirecek şekilde işletmelerle anlaşmalar ve programlar yaptıkları için kent esnafının, yerlisinin bu işten pek yararlanamayacağı konusundaki endişesini de dile getirmeyi ihmal etmedi.

Sordum: “Peki, kentin halkına ne gibi sıkıntılar yaratır?”.  Freed puslu gözlerle yüzüme baktı “kentin en gözde yeri halkına kapatılacak, daha ne olsun?” dedi. “Başka?” dedim. “Bekleyelim, ilk gemi geldiğinde görelim mister Müstear” dedi.

Ve beklenen an geldi. Long Pier açıldı. Onu da sonraki sayımızda anlatayım…😊

Yorum, görüş ve önerileriniz