Körfezimizin potansiyeli üzerine konuşacaktık ya, tam da bunun ile ilgili bir konu gündeme geldi. Körfezdeki eski petrol tanklarının olduğu yere bir yat limanı yapılması konuşuluyormuş.

Öncelikle söyleyeyim. Bu Fethiye turizmine ve yaşamına hiyanettir. Bunu planlayanlar gaflet ve delalet içindedirler. Zaten uygulaması da zor bir projedir. Büyük sorunlar çıkartacaktır.

Turizm Bakanlığının yat limanları ile ilgili yönetmeliğini inceleyenler yat limanlarında çekek yerleri ve teknik hizmetler verilen bölümler olmasını öngörür. Bu alanda çekek yeri yapılabilecek yer yoktur. Teknik servis verilebilir ama çok kısıtlı bir servis hizmeti sağlanabilir. Bu işi düşünenler, bu alanın hemen öncesinde teknelerin çekildiği yere baksınlar. Oraya eğer güzel ve Fethiye’ye yakışıyor diyorlar ise aynı şeyin bu kadar kötü olmasa da başımıza geleceğini hayal etsinler. Bu planlamanın körfeze vereceği zararı da hesaplasınlar.

Yeri gelmişken şu çekek yeri konusuna da değineyim. Günümüz dünyasında yeni çekek yerleri denizden 1-2 kilometre kadar içlerde yapılmaya başlandı. Bunun iki nedeni var. Birincisi; deniz kenarlarındaki araziler çok pahalı ve değerli. Bu arazileri daha estetik ve daha fazla gelir getirecek şekilde kullanmak aklın gereği. İkincisi ise; çekek yerleri çevreyi kirletir. Çünkü çekek yerlerinde kapsamlı yapım ve onarım söz konusudur. Bunun getirdiği kirliliği engellemek için alana beton dökerek kirliliğin toprağa ve denize karışmasını önlemek gerekir. Önce böyle bir altyapıyı kurduktan sonra, kirliliğe sebep olan sıvılar için özel bir arıtme ile temizlik gerekir. Bunun sahile yakın olması sahillerde betonlaşmaya sebep olur. Yeni yat çekek yerlerinde bu nedenle, denize yakın, uzunluğu en fazla yüz metre kadar bir mendirek içinde bir deniz bağlantısı yapılmaktadır. Karaya çekilecek tekneler bu küçük alandan karaya alınmakta, dar bir koridorda, raylı veya tekerlekli vinçler ile iç kısımdaki depolama alanına taşınmaktadır. Aklınıza bu taşımanın riski olup, olmadığı gelebilir ama bu günkü teknoloji ile riski hiç yok gibidir. Maliyeti de sanıldığı kadar çok değildir.

Bu bilgiden sonra artık körfezdeki tekne çekilen yerdeki kirliliğe bir son vermenin zamanı gelmedi mi? Bence geldi. Karaot’ta bir çekek yeri projesi var idi. Ne oldu bilmiyorum ama yukarıda anlattığım şekilde bir çekek yeri planlanır ise ulaşım ve altyapı sıkıntısı olmadan bir yatırım alanı oluşturulabilir sanırım.

Şimdi körfezin yat turizmi açısından verimli kullanımı ile ilgili hayalime dönelim. Dünyanın en pahalı ve marka olmuş yat turizmi merkezlerine bakarsanız oralarda yat limanları olmadığını görürsünüz. Örneğin St. Tropez’e bakalım. En pahalılardan biri. Kasaba ile yat bağlanan iskeleler iç içe. Teknesinden çıkan insanlar özgürce barlara, restoranlara, butik otellere ve dükkanlara ulaşabiliyor. Tekne yolcuları kasabanın ekonomisine doğrudan katkıda bulunabiliyor. Bilerek mi yaptılar bilmiyorum ama kasabadaki yat yanaşma yerleri yattaki insanlara odaklı olarak hizmet veriyor, teknelere değil. Fethiye’de bunun ile ilgili iki örnek var. Birincisi Ece Marina. Bana göre daha küçük olabilirdi ama yine de iyi örnek sayılabilir. Diğeri Yacht Klasik Otel iskelesi. Bu ise bana göre en iyi örnek.

Körfezi şöyle hayal ederseniz ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız.  İskeleden Letonia’ya kadar her uygun yerde Yacht Klasik Otel gibi butik oteller ve önünde iskeleler. Yatçılar bu iskelelere yatları için değil, teknedeki yolcular için yanaşmalı. O yolcu tatili sırasında daha rahat bir otel odası istiyor ise arkadaki otelden yararlanmalı, otelin restoranında veya barında bir gün yararlandı ise, diğer gün başka bir seçeneğe kolayca ulaşabilmeli. Böylece bir yere tıkılmadan daha çok seçeneği olmalı ve Fethiye’de daha fazla kalabilmeli. Yatçıların içinde de farklı gelir grupları var. Çok seçenek çok daha fazla yatçı demek. Daha yüksek doluluk, daha iyi hizmet için rekabet bize daha yüksek verimlilik sağlayacaktır.

Bu otellerin arkasından geçen yol da iyi planlanmalıdır. Bence elektrikli yavaş giden, çevreyi görme şansı veren, sık aralıklar ile gelen minibüsler ile toplu taşım hoş olabilir. Her otele özel ön arıtma koşulu konulmalıdır. Daha pek çok şey önerilebilir.

Bunların yanısıra bir de Boncuklu koyundan körfeze taze su verecek bir tünel olur ise körfezin bu bölümünde yok olmaya başlayan yaşam yeniden canlanabilir. Eskiler bilirler. Fethiye’nin kanalizasyonu yıllarca Bocuklu koyuna pompalandı. O tünel genişletilebilir. Su seviyesinin altına alınabilir. Yukarıdaki tepe rüzgar açısından uygun. Oradan enerji üretilip, tünele su pompalanabilir. Taze oksijen yoğunluklu su yaşamı yeniden başlatabilir. Teknesinden denize bakan insanlar bu yaşamı ve temizliği görünce yine gelmeyi düşünebilir. Bu konuda daha çok şey yazabilirim ama gerisini de siz hayal edin diye yazmayacağım.

Bu anlattıklarım da yeni şeyler değil. Yıllardır söylüyorum. Yaklaşık on yıl önce Kanal F’de, Dilek Taş’ın programında, kadim dostum ekonomist, yatçı, gazeteci Meriç Köyatası ile bir kere daha dile getirildi. Bu arada söyleyeyim. Meriç Köyatası yatçılığı en iyi bilenlerden biridir ve bu konuda da kitapları vardır.

Daha söylenecek çok şey var ama bu yazı da burada bitsin.

Sevgi ile kalın

Yorum, görüş ve önerileriniz