KEŞKE BÖYLE OLSAYDI – 12 – BİROL GANİOĞLU

Bu yazıda iç karartıcı şeyler dışında bir şeyler yazmak istiyorum.

Fethiye’de en çok ne eksik? “Bak işte bu olur ise, Fethiye daha iyi görünür” diyebileceğimiz ne geliyor aklınıza? Fethiye’nin doğası o kadar güzel ki; biz ne kadar bu güzelliği çirkinleştirmek istesek de Fethiye yine de güzel. Soruyu söyle sorayım. Biz insanlar ne yapmalıyız ki; Fethiye daha güzel görünsün ve biz de bu güzelliğe katkıda bulunmuş olalım.

Beşkaza Meydanı

Sevgili okuyucularım. Umarım siz de bu konuya kafa yorup, önerilerde bulunabilirsiniz. Merak ile bekleyeceğim. Şimdi ben aklımdakileri yazayım.

Ben, Fethiye’deki heykeller ve sanatsal süslemeler konusundaki düşüncelerimi yazmak istiyorum. Önce yiğidin hakkını verelim. Önceki belediye başkanımız Behçet Saatçı döneminde güzel heykeller ve rölyefler yapıldı. Onun döneminden önce benim hatırladığım; At üzerindeki Atatürk heykeli ve antik tiyatro önündeki Fethi Bey büstü dışında, bir de meydandaki Atatürk büstü vardı. Başka var idiyse de benim bile aklımda kalmamış. Sanatsal değer açısından bakıldığında sanırım at üzerindeki Atatürk heykelinin güzel olduğunu söyleyebiliriz. Heykel, Akdeniz’e bakar ve etkileyicidir. Şimdi otopark nedeniyle biraz sıkışık durumda. Önünde geniş bir meydan olmaması bence değerini azaltıyor.

Haa. Yine önceden kalan bir heykel daha var. Üzümlü’deki Atatürk heykeli. Biri bu heykelin bir köye dikilen ilk Atatürk heykeli olduğunu söyledi, doğru mudur bilmem. Ama hemen söylemeliyim. Bu heykel çirkin. Sanki bir Atatürk büstü alınmış, onun altına, kolları, elleri, ölçüsüz ve kaba bir gövde oturtulmuş. Kişiliksiz ve çirkin. Bence kaldırılmalı veya müellifi ile görüşülüp, yeniden uygun ve güzel bir çözüm getirmesi istenmeli.

Behçet Saatçı döneminden ise çok heykel ve rölyef yapıldı. Önce benim için en anlamlı olan heykel grubunu söyleyeyim. Hükümet binasının yanında, Fethiye’nin kadirbilirliğini gösteren; Ramazan Güngör ve Hamdi Özbay heykelleri. Bana göre her ikisi de güzel. Şahsen tanıdığım bu insanların orada olması beni duygulandırıyor. Heykellerin geniş alanlara konulması bir gelenek ama bu iki heykelin yeri bence iyi. Aklıma geldi. Şimdiki başkanımız Alim Karaca belki bir medya parkı yapar ve oraya, Fethiye’nin kendine has bir kişiliği olan Erdal Orhan’ın bir heykeli yapılır. Bu arada hemen belirteyim. İncirköy’deki Cahit Beğenç Kültür Merkezindeki Cahit Beğenç’in heykel-rölyefini çok beğenirim. Böylece Cahi Beğenç’in adı, eserleri dışında bir de böyle anılır oluyor.

Cahit Beğenç
Ünal Şöhret Dirlik

İç karartıcı şeyler yazmayacağım dedim ama, yalnız İncirköy değil tüm teke yarımadası, bir değerini şu sıra kaybetti. Ünal Şöhret Dirlik. O hep derlemelerinde, eserlerinde, gönlümüzde yaşayacak ama onun bir de bu yol ile anılması, ona olan hakkımızı ödememiz gerekir diye düşünüyorum. Evini yolu üzerinde olan Orta Kuyu kavşağında veya daha uygun bir yerde, Belediye Başkanımız bir heykelinin yapılmasını uygun bulur diye düşünüyorum. Bu arada; Sevgili Ünal Şöhret Dirlik’e, bölge kültürüne katkıları, başkanlığını yaptığı FETAV Kültür Komisyonundaki emekleri nedeni ile ayrıca minnettarlığımı söylemeliyim.

Özgecan Anıtı

Bir diğer heykel Özgecan Anıtı. Hem heykel güzel hem de amacı güzel. Konumu da çok iyi. Umut veriyor. Etkileyici. Kaldırılma gerekçesini uygun bulmasam da önceden etrafına konulan balerinler gittikten sonra heykelin estetiği ve naifliği böylece daha bir öne çıktı. Balerinler ise suda yüzen kuğular gibi havuzların içine taşındı ve bence daha iyi bir yere gittiler. İyi de oldu.

Benyamin Sönmez Anıt Mezarı

Bilmem, dikkatinizi çekti mi? Sahil yolunun üzerinde küçük bir park vardır. Benyamin Sönmez parkı. Fethiye, genç yaşta hakka yürüyen, dünya çapında bir müzisyen olan bu çocuğuna sahip çıkmıştır. Parkın içinde Benyamin’I hatırlatan güzel bir büstü var. Benyamin’nin mezar taşı ise, sembolik bir cello. Sevgili Fatma, Ünal, Seyran, Mehmet keşke uygun bulsalar da mezarlıktaki bu muhteşem heykel bu parka gelse, böylece parka bakan herkes daha ilk bakışta Benyamin’in müzisyenliğini algılasa diye hep düşünmüşümdür. Kim bilir, belki olur.

Diplomasi Şehitleri Anıtı

Sahil yolu üzerindeki diplomasi şehitlerimiz için yapılan anıt bence güzel oldu. Basit, etkileyici ve dingin. Sanki onlara siz rahat uyuyun, der gibi.  Türk büyüklerimizim büstlerinin olduğu anıtı ben biraz sıkışık bulurum.  Sanki daha büyük bir parkta daha güzel olurlardı. Ama bulundukları yerden çok insan geçiyor. Böylece daha çok insan ile iç içe olmaları da bir avantaj.

Eski parktaki Fethi Bey büstü, Fethi Bey’in adına yakışır yeni parktaki heykel ile kalktı. Yeni heykel bana göre eskisine göre çok daha güzel ve parkın büyüklüğü ile uyumlu. Her ne kadar heykelin kanatları rüzgâr ile kırıldı ise de geçenlerde bir kere daha baktım, kötü de görünmüyor. Sanatçı da uygun görür ise sanki böyle de kalabilir. Siz ne dersiniz?

Sevgili Behçet Saatçı ikinci döneminde heykel konusuna ağırlık vermeye başlamıştı. Belki gelenek böyledir, Alim Başkan’da bu dönemde bu konuya ağırlık verir. Oluşabilecek niyete katkım olsun diye aklımdakileri yazayım istiyorum. Bu arada, bugüne kadar yapılmış ve atladığım eser var ise lütfen hatırlatın. Onları da ekleyelim.

Çalış kavşağında eskiden estetik değeri pek olmayan bir caretta heykeli vardı. Bu heykelin tek değeri, o kavşağı tarif etmek için bir kişilik vermesi idi. Bir yabancıya, kaplumbağalı kavşaktan dön, dediğinizde anlaşılır bir tarif yapmış oluyordunuz. Heykel kötü idi, kaldırıldı, iyi oldu. Yerine ise dekoratif bir ağaç konuldu.

Bu ağaç koyma işi belediyece sevildi sanırım. Başka kavşaklarda da bunu görüyoruz. Ben bu yapılanı kişiliksiz buluyorum. Bence kavşakların bir kişiliği olmalı. Örneğin, adliyenin önündeki akıllı kavşağın kişiliği belli. Orası devlet kişiliği taşıyor. Adliye orada. Devlet Hastanesi orada. Deniz tarafına kamu binaları yapılacak.

Kaymakamlık oraya taşınacak. Bu kavşağa belki, bu günkü devlet yapısının da temelinin atıldığı Tanzimat Fermanı’ndan başlayıp, sonrasında Cumhuriyet dönemi dahil devletin temel kuruluşunu sağlayan kişilerin rölyeflerinin olduğu bir anıt heykel konulabilir.

Bir kavşağın kişiliğinde tereddüt var ise, bu kişiliğin ne olduğunu kavşağa bir sandık koyup, bir ay boyunca oradan geçenlere de sorabilirsiniz. İnsanlar kafa yorar, düşünür. Çıkan sonuçlar, bu konuda karar alacak kişilerin ufkunu açar ve daha anlamlı bir karar alabilirler. Sonra bu kararı niye öyle aldıklarını kavşağa asılacak bir afiş ile duyururlar. Sonra, bu gerekçe ile bir yarışma düzenlenir. Ön elemeden geçen iki eserin maketleri sergilenir. Eserlere bakan kişilerin düşüncelerini yazmaları için büyük bir defter konulur. Böylece herkes düşüncelerini diğerlerine aktarabilir. Yanı sıra sandık kurulur ve insanlar oy kullanıp, karar verirler. Böylece o bölgenin insanı o esere daha baştan sahip çıkmış olur.

Şehitler Anıtı

Bu akıllı kavşakları seviyorum. Gerekli olsa da oldu bitti trafik ışıklarını sevmem. Bu akıllı kavşaklar çok iyi bir çözüm. Bize biraz geç geldi ama geldiği iyi oldu. Bu kavşaklar heykel koymak açısından çok uygun. Bu durum Belediye’ye geniş bir esneklik veriyor.  Bu da iyi bir şey. 

Kavşaklara ve parklara, caddelere, sokaklara, bina cephelerine, sanatsal değeri yüksek heykel, rölyef, anıt, resim, boyama gibi süslemeler gerek. Böylece bu doğaya biz de biraz kendi güzelliğimizi katmış oluruz. Bu konuda söz bitmez. Katkıda bulunmak isteyen herkese bu köşe açık.

Bu arada söyleyeyim. Ovacık, Hisarönü, Ölüdeniz kavşağı ile ilgili, bir arkadaşım ile birlikte yaklaşık altı aydır bir çalışma yapıyoruz. Bitince Belediye’ye bir dosya halinde sunacağız. Bizim de küçük bir katkımız olsun diye düşündük.

Sevgi ile kalın.   

birolganioglu@hotmail.com

Yorum, görüş ve önerileriniz