Sahiller biraz da yürümek içindir. Bunu en iyi sahil kasabalarında yaşayanlar bilir. Denize kıyısı olan kasabalarda diğer büyük kentlerdeki gibi meşakkatli bir iş değildir sahilde yürümek. Ne arabayla uzun bir yolculuğa ne saatler öncesinden yola çıkmaya ne de yüklü miktarda para ödemeyi göze almaya gerek kalmaz. Plansız evden çıkışlar bile kolaylıkla sahilde yapılacak bir yürüyüşle sonlanabilir. Yani küçük kentin sahiline ulaşmak kolay ve zahmetsizdir.
Biz Fethiyeliler için kordon vazgeçilmezlerimizdendir. Uzun soluklu yürüyüş için bulunmaz bir nimettir. Eskiden “Hello Büfe” ile başlayan kordon boyu, ikinci Karagözler’e kadar kesintisiz yürüyüş imkânı sunardı. Son yıllarda yapılan eklemelerle, Çalış yönüne doğru birinci, ikinci ve üçüncü etaplarla birlikte artık neredeyse Çalış Sahili’ne kadar uzanır bu yol. Geçmişteki tadını vermiyor olsa da yeni Fethiyeliler için muhteşem bir yürüyüş yoludur kordon boyu. (1)
Bana sorarsanız Fethiye’nin o eski haliyle ilgili yazılmış en güzel yazı Cihangir’e aittir. Cihangir ve ben lise yıllarımızda, -günümüzde artık lise olarak kullanılmayan- Fethiye’nin gözbebeği Fethiye Lisesi’nde çok güzel insanlarla çok güzel öğretmenlerle eğitim alma şansına sahip olduk.(2) 90’lı yılların başında üniversite sınavından sonra hepimiz yurdun farklı yerlerine dağıldık. Cihangir tıp okudu, okurken dönem arkadaşlarıyla “Spartaküs” adında bir dergi çıkardı. Kaç sayı dayandı bilemiyorum ama benim elimde o yıllarda Cihangir’in büyük bir heyecanla bana hediye ettiği 1996’da çıkan ilk sayısı mevcut. Spartaküs’ün ilk sayısının otuzuncu sayfasında; “En az yorgun düştüğüm şehir” başlığıyla Fethiye’yi, memleketinden yeni ayrılmış genç bir delikanlının gözünden anlatan bir yazısı var Cihangir’in. İzniyle oradan aktarıyorum;
“Şehir merkezinde dolaşırken başınızı yukarıya doğru kaldırın; kaldırın ki, sayıları oldukça azalan, tümüyle ahşap doğramalı cumbaları, kırmızı kiremitleri ve beyaz badanalarıyla geçmiş zamanın son temsilcileri olan evleri gözden kaçırmayasınız.”
Bu kadim şehrin uzun süredir devam eden derbederliği hepimizin içini acıtıyor biliyorum. Yine de kendimizi iyileştirecek şey deniz kıyısı…