EMEKLİLER YILI – ARİF TECAHÜL

Muhterem okurlarım,

Devlet-i Âli’nin başındaki Cumhurun Reisi bu yılın “Emekliler Yıl” olarak ilan edildiğine dair beyanatını verince, tüm mütekait camiasının yüzünde nurlar açıverdi. Ben naçizane “her şeyin yılı vardı da biz mütekaitlerin yılı daha evveli niye yoktu?” diye düşünmeden edemedim. Anadolu Ajansı bir haber yapmış da bahsedilen yılın mana ve ehemmiyetini öğrendik.                

Efendim, beyanata isnat olarak “emekliler yılı” muhteviyatında biz mütekaitlere tercihan bazı imtiyazların tanınacağını mealen anlamış olduk. Ancak, hayata geçirilecek iktisadi ve sosyal takviye hizmetlerinin refah seviyemizi nasıl arttıracağına dair müşahhas bir kayıt düşülmemiş. Rivayete göre, hayata geçirileceği vaat edilen hizmetler ve layihalar 2024 senesinde peyderpey tanıtılacakmış. Tatbikata ne zaman geçileceğini ise Allah bilir. 2024 olmadı, 2025. O da olmadı, 2026. Güzel keyfimiz nasıl isterse…

İçimden kötü bir ses; “Emekliler Yılı”nın en büyük hizmet teşebbüsünün, sayısı 16 milyonu bulan mütekaitlere sene boyunca masallar anlatılması olacağını söylüyor. Neden mi? Zira müşahhas vaatler yerine musavver vaatlerde bulunmayı adet haline getiren idarecilere pek itimadımız kalmadı da ondan… (Efendim malumunuz; yeni nesil müşahhas yerine “somut”, musavver yerine “soyut” kelimesini kullanıyorlar, ben yaşımı – başımı aldığımdan, yeni kelimelere pek alışamadım.)

Farz-ı misal, deniyor ki;

  • Mütekaitlerin sosyal hakları daha da genişletilecek, daha güvende ve huzurlu bir yaşam sürmelerini sağlayacak adımlar atılacakmış.  (Hangi sosyal hakların genişletileceği belli değil. Sanki memlekette huzur ve güven var da mütekaitlere kepçeyle huzur ve güven dağıtacaklar. Hukuk ve adalet yok ama huzur ve güven var, öyle mi?)
  • Sağlık, eğitim, kültür ve daha birçok alanda emeklilere avantaj sağlayacak yeni hizmetler sunulacakmış. (Laf ola, beri gele! Hastanede uzman doktor bulamaz, sıradan bir muayene randevusu bile alamazken mütekaitlere özel hastane mi açacakmış beyzadeler? Üniversiteye bizi imtihansız mı alacaklar bu yaştan sonra? Yoksa açlıkla, yoksullukla mücadele kültürü eğitimleri mi verecekler memleketin dört bir yanında?)
  • Emeklilerin görüş ve taleplerine önem verilerek karar alma süreçlerine dahil edecek projeler gerçekleştirilecekmiş. (İnsanca yaşayabilmemiz için lazım gelen maaşı esirgerken çığlıklarımıza pek önem verdiniz de sanki.)
  • Emeklilerin tecrübelerinden faydalanılarak daha etkili ve sürdürülebilir çözümler üretilecekmiş. (Sen bunca yıl mütekaitleri açlığa mahkûm et, sonra tecrübelerinden yararlanarak çözüm üret! Hadi oradan, boş boş üfleme. Bir dilim kuru ekmekle nasıl öğün geçirilir konusundaki tecrübem bana kalsın…)       
  • Emekli buluşmaları” ile sosyal etkileşim sağlanacakmış, vallahi öyle diyorlar. (Ay hiç zahmet etmeyin. Biz her Salı akşamı Kültür Merkezinin önünde buluşup, bize layık gördüğünüz siyasete rahmet okuyoruz. Bundan böyle de buluşup rahmet okumalara devam edeceğiz.)
  • Emekli buluşmalarına çalışma yaşamındaki gençlerin katılımı sağlanarak emeklilerin tecrübe aktarımlarında bulunmasına vesile olunacakmış. (Salı akşamları buluşmalarımıza gençleri de bekleriz. Gelsinler de görsünler gelecekteki hallerini…)
  • Emeklilere sunulacak sosyal aktivite imkanları kişilerin emeklilik dönemlerini daha aktif, sağlıklı ve sosyal bir şekilde sürdürmelerine katkı getirecekmiş. (Sen benim insanca yaşamam için hakkım olan aylığı ver, bak ben mütekaitlik günlerimi nasıl daha mutlu, huzurlu, sağlıklı, karnı tok ve sosyal geçiriyorum.)
  • İşe yeni başlayanlar ile mesleki ve teknik alanlarda işbaşı eğitim gören kişilere yönelik emeklilerin danışman olarak yer alabilmelerini sağlayacak bir emekli havuzu oluşturulacak ve bazı sektörlerde pilot uygulama başlatılacakmış. (Yahu adamlar “temenni” ile “uygulama” arasındaki farktan bile bihaberler. Sen bunu ancak temenni edebilirsin ki, bu memleket bu haldeyken, gençler işsizlikten kırılırken, reel sektörler birer birer güç kaybederken kim takar mütekaiti? Sen önce ekonomiyi düzelt, gelir adaletsizliğine son ver.)
  • Farklı meslek grubundaki emeklilerin yaşam boyu kariyer anlayışı ile mesleki bilgi ve tecrübelerini aktarabilecekleri dijital bir platform oluşturulacakmış. Bu platformdan meslek seçme aşamasında olan ve mesleğe yeni başlayan gençlerin yararlanması, emeklilerin deneyimlerini paylaşmasına imkan verilmesi hedefleniyormuş. (Eeee, bunun bana ne faydası var? İnsanca yaşam hakkını bana sağlayacak geliri vermemek için beni bu temennilerle mi oyalayacaksın? Gören de bütün meseleleri hallolmuş bir memlekette bir tek bu mesele kalmış zanneder. Yastığınız taş olsun. Daha ne diyeyim?)
  • Ülkenin farklı bölgelerinde kaybolmaya yüz tutmuş zanaatların yaşatılması ve bunların gelecek nesillere aktarılması için öğretmeye yönelik organizasyon ve programlar düzenlenecekmiş. Gençlerin bu zanaatları yaşatabilmeleri için desteklenmesi de sağlanacakmış. (Al bir temenni daha! Yahu bunlar mütekaitlerin derdi, sorunu değil ki, senin bunca yıllık idareciliğinin başarısızlığı! Otur, nerede istersen kaybolmaya yüz tutmuş zanaatların yaşatılması için elinden geleni yap. Sana engel olan mı var?)

Sıtkım sıyrıldı bunların beceriksiz, yeteneksiz, liyakatsiz idarelerinden. Her şeyleri müsamere!

Unuttukları bir şey var. Onu da hayat kafalarına vura vura öğretecek; bir gün onlar da mütekait olacaklar, onların da helvaları kavrulacak. Tıpkı geçen Salı akşamı 28. buluşmada Fethiyeli mütekaitlerin sembolik olarak gösterdikleri gibi…  

Yorum, görüş ve önerileriniz