DOSTLAR – BÖLÜK PÖRÇÜK ANILAR – EKİN DURU – BÖLÜM 7

SERMET-SEZGİN ÇAĞAN 

Sermet-Sezgin Çağan – DİSK adına Ayak Bacak Fabrikası oyununun sergilendiği yıl Kenterler tiyatro kurma çalışmalarının giderlerini kısmen karşılamak için bağışta bulunanların isimlerini Koltuklara yazdırmayı tasarlıyorlardı. Özdemir her zaman sinemayı tiyatroya yeğlerdi ama o oyunda aşırı duygulandı olmalı ki eve dönerken birdenbire bana dönüp, “Söyle o zibidilere, koltuk satarak tiyatro yapmaya kalkışmak saçmalık” diye homurdandı.

Sermet’in ölümünden sonra Seçkin Tanju Cılızoğlu ile evlendi ve dostluğunuz biz Fethiye’ye göç edinceye kadar sürdü.

ERDAL ÖZ 

Erdal Öz ile dostluğumuz çocukluğumun geçtiği Ankara Samanpazarı’ndan, 1948-51 yıllarından başlar ve sık sık bir araya gelemesek bile ömür boyu sürmüştür.

ÜLKÜ TAMER-GENCO ERKAL

Ülkü Tamer de Cevap Çapan gibi Robert Kolej ve “İzlerimiz”den dostum, üstelik de sınıf arkadaşım. Genco bizden bir yıl küçük ama okuldaki tiyatro çalışmalarından kaynaklanan dostluğumuz kesintisiz sürmekte. Evlenip tiyatroyu bırakmamın ardından 12 Mart sürecinde Genco, Soruşturma oyununu sahneye koyarken benim de rol almamı istedi. Onun oyunculuğuna hayranlık duyan Özdemir de yargıcı seslendirerek destek verdi. Daha sonra Özdemir Amerika’da Rosenbergler ile ilgili oyunu izlemiş. Programı oyunculara imzalatıp Dostlar Tiyatrosu’na armağan etti ve Genco’ya buradaki performansın -kapanış sahnesi dışında- çok daha başarılı olduğunu aktardı. 1985’tan sonra kızımla birlikte her olanak bulduğumuzda Genco’nun oyunlarını Antalya, İzmir ve Muğla’da   izlemeye gittik. Fethiye’ye yerleşmemizin hemen ardından TÖB-DER ile birlikte Dostlar Tiyatrosu’nu burada Aziz Nesin’in öykülerinden oluşan oyunu oynamaları için davet ettik. Açık hava sinemasında sergiledikleri oyun esnasında gerek Fethiye’nin gerekse Dostlar Tiyatrosu’nun tarihinde ilk kez salona Molotof kokteyli atıldı. Bir an panik yaşandıysa da çoğunluğunu SEKA çalışanlarının oluşturduğu izleyicilerin Genco’nun perdenin önüne çıkarak “Tamam mı, devam mı?” sorusuna bir ağızdan “Devam” diye haykırması üzerine oyun kaldığı yerden sürdürüldü. Daha sonraki tarihlerde Genco, Azizname, Nazım Hikmet ve Can Yücel oyunlarını Fethiye’de sergiledi. Sarsılmaz dostluğumuz tüm sıcaklığı ile sürüp gitmekte…

RAHMİ SALTUK

Rahmi Saltuk – 1960’lardan bir başka genç dostumuz… 1974’te bir konser için Fethiye’ye gelmiş; bizim haberimiz olmadığından gidemedik. Konser sonrası gece 10 gibi gelip bizi evde yakaladı. Acele kuru fasulye pişti; sabaha kadar sohbet ve türküler sürdü. Sabah hiç uyumadan bir duş alıp otobüse yetişti.

TİMUR SELÇUK

Timur Selçuk, eski ama yitirilmiş bir dost. İstanbul’da yaşarken evimize gelir, müziksiz olarak, sırf koltuğun kolunda eliyle tempo tutarak Nazım ve Orhan Veli’nin dizelerinden yaptığı besteleri teybimize kaydeder, saklamamızı isterdi. Fethiye’ye de gelip evimizde kaldı. 1972’de Şan sinemasındaki konserinde tüm şarkıları (Nazımlar dahil) Ankara Sanat Tiyatrosu için bestelediklerine benzer ironik bir tonda söylemesini yadırgadık. Konser sonrası kuliste kendisini görmek istediğimizde ise, “Yaklaşmayın, nezleyseniz bana geçmesini istemem” demesi kanımızı dondurdu. Oysa Özdemir kısa süre önce ciğerlerinden ameliyat geçirmişti ve aslında onun kalabalığa girmesi sakıncalıydı ama Timur’u dinlemeyi çok istediğinden riski göze almıştık. Bu, son görüşmemiz oldu.

YORGO-SULA BOZ

Yorgo-Sula Boz ile Dostlar Tiyatrosu’nda Soruşturma oyunu sırasında tanıştık (1972). 1990’da Dostlar’ın kuruluşunun 20. Yıldönümünde en uzun yoldan gelmiş bir onlar (Yunanistan’dan), bir Manfred Bowman (Amerika’dan) ve bir de ben (Fethiye’den) vardık.

 

Yorum, görüş ve önerileriniz