Luviler
Luviler

Anadolu’nun Gizemli Halkı: LUVİLER

Likyalılar eğer Anadolu tarihinin şafağında yer alıyorsa, Luviler çok daha önce, bilinemezlik zamanlarında var oldular. Likya’ya dair daha fazla şey öğrendikçe Luvilere olan ilgimiz de artıyor. Arkeoloji, tarih, dilbilim çalışmaları çok eski geçmişin üstünü örten bilinmezlik sisini her geçen gün biraz daha araladıkça Luvileri daha çok merak ediyoruz. Biz onlara Anadolu’nun Gizemli Halkı demeyi seviyoruz. Öyle ya, geçmişte bilinemezlik ne kadar çok yer tutuyorsa gizem de o denli fazla oluyor!

luviler harita
luviler harita

“Kim bu Luviler?” sorusunun yanıtı, Anadolu’da yaşayan ilk topluluklardan biri olduklarını işaret etmekle kalmaz. İlk başlangıçtan beri Anadolu’da yaşamış olan halkların bıraktıkları kültürel miras, bugünkü Anadolu kültürünün oluşmasındaki temel harçtır.

“Kayıp Ülke Atlantis” denildiğinde aklınızda müthiş görüntüler canlanır. Ortada böyle bir ülkeye ait iz olmadığından, tümüyle hayal gücünüz devreye girer, ve mâlum, hayal gücünün de sınırı yoktur. Luvi Ülkesi için de durum biraz böyledir. Luvice anıtsal kaya yazıtları birazcık bilgi verip kalanı için bizi merakta bıraktığından, Luvi ülkesi gizemini korumayı sürdürür ve söylenceler gerçeklerin önünde gitmeye devam eder.

Luviler kaya kabartmalarında sakallı, sivri külahlı, çizmelerinin ucu yukarıya kıvrık, sert görünümlü insanlar olarak resmedilmişlerdir. Luvice konuşan, Kuzey Suriye’den İç Anadolu ve Batı Karadeniz’in iç kesimlerine dek uzanan ve Batı Anadolu’nun da her yerinde yaşayan halktır. Asıl yerleşim yerleri ise Batı Anadolu’nun büyük bölümünü kaplar. Çok geniş bir coğrafyada, savaşların ve istilaların durmaksızın sürdüğü, toplulukların sürekli yer değiştirdiği çok uzun bir zaman diliminde yaşamışlardır. Luvi topluluklarının zaman zaman çok etnisiteli başka toplumların parçası olabildiği, bazen de Luvi toplulukları içinde farklı etnisiteden insanların bulunabildiği düşünülür. Luvice isimli eski kentlerin varlığı yerleşik yaşamda var olduklarını gösterir, yani kentler kurmuşlardır. Bununla birlikte göçebe ve yarı-göçebe yaşam tarzına da sahip oldukları bilinir. Bu açıdan bakıldığında Luviler, biraz da bugünün Yörüklerine benzemiyorlar mı?

Luviler çivi yazısı
Luviler çivi yazısı

Önceleri, Luvilerin MÖ 3. binyıldan önce Kafkasya ve Balkanlar üzerinden Hattiler, Hurriler ve Palalarla birlikte Anadolu’ya geldikleri öne sürülmüştür. Bugün ise Luvilerin Anadolu’da en baştan beri var oldukları fikri ağırlık kazanmaktadır. İki durumda da, Luvilerin varlığı ve kültürü, Anadolu’nun erken tarihi açısından büyük önem taşır. Bugün için Luvilerin varlığına dair çok sayıda veri kaynağı vardır. Sefa Taşkın Luviya kitabında verilerin toplamından bir özet çıkarır: “Luvilerin ya da Luvice konuşan toplulukların belirgin bir dili olduğu, bu dillerinin çivi yazısı ve Anadolu’ya özgü hiyeroglif yazısı ile kaydedildiği, kendi dillerinden isimler taşıdıkları, varlıklarının onlar dışındaki toplumlar ve devletler tarafından algılandığı, dinsel metinlerde farklı inançlarının, kaya yazıtlarında yansıyan bir sanatlarının var olduğu, bütün bunların Luvilerin kültürünü ve kimliğini oluşturduğu söylenebilir.”

Luviler çivi yazısı
Luviler çivi yazısı

Geçmişte yaşamış bir uygarlığa bakarken zihnimizde uyanan belli başlı sorular yanıt bekler: Kimdi bunlar? Ne zaman yaşadılar? Nerede yaşadılar? Bu üç soruya, bir dergi yazısında olabileceği gibi, oldukça yüzeysel yanıtlar verebiliyoruz. Luvilerden kalan kentleri görmek istediğimizde ise bir çıkmaza giriyoruz. Çünkü kentler katman katman, üst üste kurulmuştur. Tıpkı bir antik kentte Roma ve Helenistik Dönem yapılarının, alttaki Klasik Dönem Likya yapılarının üstünü örtmesi gibi. Altındaki Tunç Çağı yerleşim katmanlarına erişmek için korunmuş arkeolojik kalıntıların kaldırılması gerekir ki, bugün için bu mümkün değildir. Sonuç olarak, çoğu arkeolojik kazılar sadece en üst Roma Dönemi yapılarını ortaya koyar. Daha üstteki önemli arkeolojik faaliyetlere rağmen kalıntıları birkaç metre aşağıda saklı kalan önceki Tunç Çağı yerleşimleri hakkında çok az şey bilinmektedir. Antalya’dan Troya’ya kadar uzanan bölgede bugün birkaç yüz Geç Tunç Çağı yerleşimi zaten bilinmektedir. Anadolu’nun batısında 340 Geç Tunç Çağı yerleşim yeri kesin biçimde belirlenmiştir.

Luvi kentlerini görmek için Tunç Çağı yerleşimlerinden birine gidip, siz de hayal gücünüzü çalıştırmalısınız. Onlar burada yaşadılar, güçlü bir uygarlık kurdular. Bayrağı Lukkalara devredip tarih sahnesinden çekildiler, Lukkalar Likyalılara yol verdi. Likyalılar da bize.

Asıl önemlisi, biz uygarlık bayrağını Likyalılardan devralabildik mi?

Yorum, görüş ve önerileriniz