Hayat arkadaşım, can yoldaşım Özdemir Duru'ya
Hayat arkadaşım, can yoldaşım Özdemir Duru'ya

ÖNSÖZ

Bir süre önce dostların yüreklendirmesiyle yaşam öykümü yazmaya başlamıştım. Sonra, herkesin kendine göre en az benimki kadar ilginç öyküleri vardır, düşüncesiyle bunu yarıda kestim. Ne var ki bugüne kadar tanıdığım, dostluklarını kazanmayı başarma şansını elde ettiğim ve bundan gurur duyduğum öyle kişiler var ki, onlarla ilgili anılarım benimle birlikte yitip gitmeden kâğıda aktarmam gerektiğine inanıyorum. İşte bu yüzden şimdi bilgisayarın başına geçmiş bulunuyorum.

Anılarımda önceliği Özdemir’e tanımam doğaldır, çünkü onun sayesinde kişiliğimi buldum ve yaşamdan tat aldım. Fiziksel olarak onu yitireli 35 yıl oluyor, ama bana aşıladığı ruhu yüreğimde, beynimde taptaze yaşamayı sürdürüyor. Kendisine olan minnet ve sevgimi bir kez daha dile getirerek başlıyorum.

ÖZDEMİR DURU

Özdemir Duru
Özdemir Duru

Özdemir ile, 1961 Mart ayında, benim de çalıştığım İPRAŞ rafinerisinin İzmit’teki inşaatını gerçekleştirmekte olan Kellogg şirketine maliyet muhasebecisi olarak girdiğinde tanıştım. Çevresine karşı ilgisiz, kimi zaman öğle saatlerinde koridorun bir köşesinde oturup Camus okuyan kimi zaman da hepimizin müdavimi olduğu küçük aşevine gelerek tabak tabak yemek yiyen biri olarak dikkatimi çekti. O zamanlar Cihangir’de küçük bir evde yalnız yaşıyor, akşamları işten çıktıktan sonra dört duvar içine girmeden önce biraz nefes alabilmek için Beyoğlu’nda Atlas Sinemasının yanında ve Küçük Sahne’nin altındaki Kulis’e gidip ‘screwdriver’ içiyordum. Gene böyle bir akşamüstü tek başıma otururken çok sevdiğim arkadaşım Sevil Erel’in nişanlısı Tulgar Can ile Özdemir çıkageldiler. Tulgar beni de masalarına çağırdı. Biraz sohbet ettik. Laf arasında geçim konusu açılınca sıkıntıda olanların beni bir ayın ilk beş günü bulmalarını, ondan sonra bende de maaşın suyunu çektiğini söyledim. Sonra Tulgar’la birlikte kalktık.  O akşam Nişantaşı’na babaannemlere gidiyordum; yollarımız aynı idi.

Yürüyerek gitmeyi seçtik. Tulgar yol boyunca bana Özdemir’in ne kadar harika bir insan olduğundan söz edipdurdu. Tulgar’ı çok sevip sayardım. Beni bayağı etkiledi. Derken bir sonraki ayın ilk günü Özdemir büromun kapısında belirerek bana sözümü anımsattı ve 500 lira borç istedi. Görevlerimden biri de posta ve diğer evrakı dağıtmaktı. Sıra onun çalıştığı büroya gelince masasının üstüne bir zarf içindeki parayı bıraktım ve dağıtımı sürdürdüm. İşim bitip geri döndüğümde masamda bir zarf buldum. İçinden çıkan kâğıda ‘I.O.U’ yazıp ve imzalamış ve şöyle de bir not düşmüştü: “Böyle öğrettiler, kusura bakma.” Aynı gün akşamüstü beni birlikte bir içki içmeye davet etti.

Ekin Duru - Özdemir Duru
Ekin Duru – Özdemir Duru

Kuliste buluştuk. “Sana yaşam öykümü anlatmak istiyorum.” dedi ve gerçekten de çocukluğundan başladı. Uzun bir öykü olduğundan Pangaltı’daki küçük bir lokantada mitit köftelerimizi yerken sürdürdü anlatmayı. Sonunda da, “Şimdi sana sormak istediğim bir şey var.” dedi. “Evli olmasaydım benimle evlenir miydin?” Bir an düşündüm ve “Hayır.” dedim. “Çünkü kendimi evliliğin öngördüğü özveriye hazır hissetmiyorum.”

Bu arada karısı ile tanışma fırsatı buldum. Bana ikisinin çok iyi dost olduklarını, ama evlilik yaşamını sürdüremediklerini anlattı. Boşanmak istiyor ama avukat vs. ile uğraşmak istemiyordu. Şirketin avukatlarından olan bir okul arkadaşıma vekalet vermesine yardımcı oldum. Aynı yılın ekim ayında tek celsede boşandılar ve aynı gün Özdemir’in aynı yargıçtan aldığı yıldırım nikâhı kararı ile 31 Ekim 1961’de evlendik.  1985 yılına kadar süren evliliğimiz boyunca benim birlikte çıktığımız ilk gün ona “evet” mi “hayır” dediğimi tartışıp durduk. Arada bir bana olan borcunu ödeyemediği ve birlikte saatler süren yürüyüşlerimizden çok yorulduğu için evlendiğini söyleyip takılırdı. 24 yıllık evliliğimiz olağanüstü zenginliklerle dolu! Birlikte susarak konuşmayı da bildik.

Birbirimize olan sevdiğimizin kaynağı karşılık saygıya dayalı olduğundan bağlılığımız hep çoğalarak sürdü. Bugün de ona olan sevgi ve saygım aynı yoğunlukta sürmekte.

Yorum, görüş ve önerileriniz