ZORTANA ANILARI – 13 – MÜSTEAR EFSUNOĞLU
Zortana’da pek bir sıcak geçen yaz aylarının etkisi yavaşça kırılıyor. Artık sonbahar moduna geçiyoruz. Önceki akşam ilk kez kaldığım odanın klimasını çalıştırmadan yatıp, uyumuşum. Kaldığım “otelimsi” yer, Captain’s Town’un turistik merkezinin tam ortasında yer alıyor. Haliyle biraz kalabalık ve gürültülü olması normal karşılanır. Ancak bu yıl garip bir durum var. Sokaklarda, otellerde öyle göze çarpan bir kalabalık olmadığı gibi, küçük işletme sahipleri feryat figan yaşadıkları ekonomik sıkıntılardan bahsediyorlar.
Zortana’nın devlet idarecileri şu sıralar şahane bir turizm sezonu geçirildiğini, beklenen gelirlere ulaşmak için pek bir umutlu olduklarını söyleyip duruyorlar. Hatta bazı rakamlar yayınlayarak geçen yıldan daha fazla turist ve gelir olduğunu vurguluyorlar. Yereldeki idareciler ve sektörün temsilcileri de bu söylemleri destekler mahiyette zoraki demeçler veriyorlar. Amaç: bozulan moralleri düzeltmek, kırılan umutları yeşertmek. Ama ne bu rakamların ne de söz edilen gelirlerin esamesi okunmuyor. Gözle görülür bir iyilik yok!
Üstelik, bu açıklamalarda Eylül ayının ortasında yapılıyor. 9 aydır turizmciler ne yer ne içer, nasıl geçinir diye dertlenen bir otoriteyi henüz göremedim. Sevgili dostum ve buradaki kankam, rehberim Freed’e sordum: “nedir Zortana’nın turizm gerçeği” diye. Ne de olsa kendisi rehber. Her şeyi görüyor, duyuyor. Bana tekkelime ile yanıt verdi “boşveeeeeer”.
Memleketteki kayıkçı Zühtü abiyi hatırladım. O da kendisine nasılsın diye sorana elini sallar, “boşveeeeeer” diye yanıt verirdi. Bir kelime, ama çok derin anlam yüklü…
Captain’s Town, ağırlıklı olarak turizmden geçinen, biraz da tarım sektöründen nasiplenen bir kasaba. Yaklaşık 60.000 turistik yatak kapasitesine sahip. Sektörün ana damarlarını konaklama tesisleri, taşıma firmaları, seyahat acenteleri, yeme-içme ve eğlence tesisleri, alışveriş tesisleri, plaj işletmeleri oluşturuyor. Ülke ekonomisindeki çöküş bu saydıklarımın hepsini olumsuz etkilemiş. Yerel turizm otoritelerinin verdiği resmi rakamlarla merkezi otoritenin saydıkları birbiri ile örtüşmüyor. Örneğin: Captain’s Town’da 6 aylık yaz sezonunda toplam yatak kapasitesinin sadece % 56 oranında dolu olabilmesini ben başarısızlık olarak değerlendirirken, merkezi ve yerel idareler ve sektör temsilcilerinin bunu değerlendirmeye almamalarını anlayamıyorum.
Serde gazetecilik var. Madem bu işten para kazanıyorum, o halde araştırmacı yönümle olayı derinliğine araştırmalıyım, değil mi? Hemen Freed’i aradım ve buluşup konu hakkında dertleştik. Freed, yıllardır hep aynı döngünün yaşandığını anlattı. Otoriteler her sezonun başında, o yıl turizmin nasıl patlama yapacağını ve kasabaya dünya turizm pazarlarından gösterilen ilginin ne kadar büyük olduğunu demeç üstüne demeçlerle anlatırlarmış. Sezonun ortasında işler beklenildiği gibi olmayınca yok; dünya kupası, yok; dünyanın bilmem neresindeki savaş, yok; komşu rakip ülkeyle fiyat rekabetinde geriye düşmek gibi mazeretlerle aylar önce patlattıkları turizmin “acılarının çocuğu” haline gelen işletmecilerine fiyatları indirin mealinde nasihatler çekerlermiş. Sezonun sonunda ise, umutları tükenen çaresiz işletmecilere “önümüzdeki yıl için alınan rezervasyon tekliflerinin Zortana’yı nasıl Dünya birincisi yaptığı” ve yeni sezonda her şeyin mükemmel olacağı hakkında yeni hikayeler anlatırlarmış.
Nasıl? Şaşırdınız değil mi? İşte, yeryüzünün Okyanusyasının bir köşesinde yaşanan turizm gerçekleri bunlar!
Bu yazıyı sizin için hazırlarken dalıp gitmişim. Dışardan gelen silah sesleri ile aklım başımdan gidercesine ayıldım. Ekonomik sıkıntı içindeki halkın stres katsayısı da büyük oluyor. Meğer iki kişinin basit bir nedenle tartışması iki gurubun silahlı çatışmasına dönüşmüş. Pencereden dışarı baktığımda kolluk kuvvetlerinin olaya müdahale ettiğini ve zaten az sayıda olan turistlerin korkuyla sokakta kaçıştıklarını gördüm. Belki bu korkuyla kasabadan bile uzaklaşmışlardır.
Gelecek sezon işler iyi gitmezse, mazeret şimdiden hazır:
“Captain’s Town Texas’a döndü… Artık güvenli bir turizm merkezi değil!”
