ŞİİRLER – SEYRETMEYEN KAPTANIN SEYİR DEFTERİ – 9 – GÜNNUR BAŞAR

ÇIRILÇIPLAK

Ben acımı ancak böyle yenebildim
Beni benimle buluşturduğun için teşekkürler
Sevmeye sevilmemeye dair gösterdiklerin kabulüm
İçimin boşluğunda bir yankısın hala…

Bütün acılarımı sütten kestim
Çil yavrusu gibi dağıldılar
Bir tanesi bile dönüp bakmadı yüzüme

Rüyadan uyandım, hala çıplaktım
Sözcüklerimi giyindim
Zihnimde en utanmaz hikayeler
Gerçeğin çarmıhına gerildim
Ellerim ki, en kirli
Temizlenene kadar
Ağlamaya mahkûm edildim

Sisifos’un dağa çıkardığı
Bir damla gözyaşıymış meğer
Okyanusları emzirdim
Sütümü tükürdüler

Günler geçti, kim sayar

Her biri,  yirmi dört ayar
Her saniyesine, sarıldım
Hiç olmazsa bir tanesinde

Beni terketmeyesin diye

Hep kendimle karşılaşıp durdum
Eski kendilerimi kapı altlarına süpürdüm
Işık durdu. Saat küstü
Gene rüyada buldum kendimi
Çırılçıplak

***

KARANLIK

Üzülürdüm anneme
Annem benden daha çocuktu
Üzülürdüm bir de karayele
Bohçası hep dilinin ucunda

Bir kuyruklu yıldız çarptı bize
Işıltısını bırakıp gitti
Bir ışık patlamasıydı aramızdaki aşk
Onu yiyip bitirdi içimizdeki karanlık

İnsan neden yapılmıştır
Azıcık et biraz görüş
Kas ve sinir bulamacı
Çokça aşk biraz umut
Bir tutam özgürlük

Kalp şeklinde bir bulut
Bulut kalp olduğunu bilir mi
Kalp bulut olduğunu anlar mı

Portakallar geceyarısı usulca büyür
Kimse duymaz..
Göklerden sızan ışık
İçlerine işler
Kimse görmez
Çıkarıp bütün maskeleri atmak
İster insan
İç organlarıyla ayla sevişmek


İki kişinin ben burdayım deme zamanıdır
Göklere sığmayan demin zamanıdır
Yer gök semahıdır

Bir kuyruklu yıldız çarptı bize
Işıltısını bırakıp gitti
Bir ışık patlamasıydı aramızdaki aşk
Onu yiyip bitirdi içimizdeki karanlık

***

YARALARIM VE YAMALARIM

İç açıma düştüm
Dış acılar yüzünden.
Şimdide olmayan
Benim olmayan bir sevgili
Yankının ifadesizliğiydi

Canım can damarım
Dördüncü yönüm, son yönüm


Yatağımı yıkayan ayışığı
Sen en güzel rüyamdın benim

Az gittim uz gittim, masal masal içinde seni sevdim,

masal bitti sana geldim…

Küt diye çarpıldım sana
Oysa her seferinde hazırdım darbenin gelişine
Benim aracılığımla yaralar açtın kendinde
Hiç olmayacak yaralar…
Kalbimi sağsam merhem olmaz yaralarına
Bir kış güneşi gibi ısıtmaktan acizim seni


Bir elmayı ikiye kesersen canı acımaz mı
Ayırdın hayatımızı böyle
Sana yıllardır tasvir edilen dünyanın

doğru olduğunu sanıyorsun
Kimsenin hakikatine yakından bakmıyorsun

Ruhun kapısı açılmadıkça her anlayış eksik kalır 

Yüzünü buruştursan

Üç elma yesen değişeceğini sanıyorsun
Oysa, değişimin yolu ruhsaldır

Belki de…

Kaybolduğunda bile doğru yolda olacaksın
Yalnızca yürümeye devam et

***
 

Yorum, görüş ve önerileriniz