Çalış Plajı; sıcak yaz günlerinde bir tutam serinlemenin en yakın adresi…

Fethiye merkezinden 5 Km uzaklıktaki kumsal boyunca dizilen çeşitli standarttaki konaklama tesisleri, restoranlar, barlar, kafeteryalar ve alışveriş alanları, konukların iyi bir tatil geçirmeleri için çeşitli seçeneklerle dolu.

Çalış plajında gün batımı

Bu güzel plaj, Akdeniz’in en güzel ve en romantik günbatımı manzarasına sahip olmanın gururuna da sahip… Günbatımıyla birlikte gökyüzünde ortaya çıkan renkler, denizden gelen esintinin eşliğinde yapılan akşam yürüyüşlerine tarifsiz keyifler katıyor.

Çalış Plajı, Şövalye Adasının hemen karşısındaki Şat Burnundan Kargı Çayına kadar uzanan özellikli ve ilginç bir doğada yer alıyor. Burası, hem Caretta Caretta olarak adlandırılan deniz kaplumbağalarının Türkiye sahillerindeki 17 üreme bölgesinden biri, hem de 214 tür kuşun konup – göçtüğü, barındığı, Güneybatı Anadolu’nun tescilli tek Kuş Cenneti.

Plajın Koca Çalış olarak adlandırılan Kuzey bölümü Günbatısı rüzgârına açık. Bu nedenle rüzgâr sörfü ve kite board etkinlikleri için ideal hava ve deniz koşullarına sahip. Yaklaşık 2 Km.lik Plaj bandının arkasında planlanan ve yapımına başlanan turizm yatırımlarının birkaç yıl içinde bölgenin kaderini de değiştirmesi kaçınılmaz. “Koca Çalış” rüzgâr sporlarıyla anılan diğer bölgeler gibi, deniz sporları sevdalılarının vazgeçemeyeceği bir marka olmaya aday.

Şövalye adası Fethiye
Şövalye adası Fethiye

Şövalye Adası, Fethiye Limanının tam girişinde Çalış Plajının Güney ucu ile Paçarız Burnu arasında, bir bumerang görünümünde uzanıyor. Üzerindeki Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait yapı kalıntıları, küçük kapasiteli oteller, yazlık konutlar ve küçük plajı ile sakin – sessiz bambaşka bir dünya. Adaya Limandan kalkan dolmuş tekneleriyle kolayca ulaşılabiliyor.

**

Yıllar önce Fethiye’nin turizm sektöründe tanıtımı için kaleme aldığım ve çeşitli alanlarda yayınlanan bu yazının, Çalış bölgesi için olumlu duygular yaratmasını istemiştim. İçinde abartı yok! Yukarda anlatılanları, o tarihlerde Çalış’ın iyi bir turistik çekim gücü olduğunu ve gidilip, görülesi bir değer olduğunu ve düşünerek yazmıştım. Hala Fethiye için çok kıymetli bir alan olduğunu düşünüyorum…

Çalış özellikle yaz dönemlerinde yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken şehir merkezinin tek kumsal plajıdır. Ölüdeniz gibi, “kitle turizmi”nin etki alanıdır. Son yıllarda Koca Çalış bölgesinde yapılan 5* Otellerin katkısıyla bölgenin turistik yatak kapasitesi yükselmiştir.

Sakin bir dinlenme alanı olması, bölgede yerleşik yabancıların varlığı ve onların öncülüğünde ya da katılımlarıyla düzenlenen etkinlikler, 2. el ürünler pazarları, “Çalış Market” olarak adlandırılan Günlükbaşı halk pazarı, Koca Çalış bölgesinin rüzgâr özelliği nedeniyle windsurf ve Kite board gibi sporlara çok uygun olması da yukarıda anlatılan güzelliklere güzellik katan değerlerdir.

Yakın geçmişte Çalış’ın marka değerine en büyük katkıyı sağlayan “Kuş Cenneti”nin ranta kurban edilmesi ve sulak alanın korunmasız biçimde kaderine terk edilmesi, denizde yaşanan kirlilik, kanalizasyon ve arıtma sisteminde yaşanan sorunlar, aşırı, kuralsız ve kontrolsüz yapılaşma, genel anlamda şikâyet konusu olan ve bölgenin marka / kalite değerlerine olumsuz etki yapan insan davranışlarının kontrol altına alınamaması bambaşka bir Çalış imajının oluşmasına neden oldu.

Çalış plajında gün batımı

Açıkçası, günümüzün Çalış fotoğrafı, bu değerli hazinenin giderek hor kullanıldığını, korunmadığını ve hatta yer yer mimari ve sosyal yapısını yitirdiğini gösteriyor. Fethiye’nin kent hafızasında yer eden fotografik özellikleri, doğal ve sosyal değerleri umursamazca yok edilirse, çekim özeliğinin de yok olacağı düşünülmüyor.

Peki ya onca yatırımın geleceği? Turizm ticaretine umut bağlayan esnafın durumu? Para kazandıran “kalite” yerine, karın tokluğuna razı olunan “sürümden kazanma” düşüncesinin yaygınlaşması? Bu bağlamda göz güre göre yaşanan doğal ve kültürel değerlerde yaşanan tahribat?

Her şeyi çok bilen değerli yöneticilerin, sivil toplum kuruluşlarının önderlerinin yaşam alanlarındaki bu olumsuz gelişmelere plansız ve programsızlığın, öngörüsüzlüğün neden olduğunu bilmemelerine şaşırıyorum. Hastalığa karşı koruyucu önlemler almak yerine, hastalığı basit ağrı kesicilerle savuşturmaya çalışıyorlar.

Sahi kuzum, Çalış’ın yakın geçmişini bilenler şimdiki halini çekici buluyorlar mıdır?

Yorum, görüş ve önerileriniz