BİR İŞ NASIL YAPILMAZ? – ULAŞ KİPER
Fethiye doğal ve tarihi güzellikleriyle anılan bir yer(di). Bu doğal güzelliklerin başında denizi gelir(di). Denizin karayla buluştuğu sahillerin güzelliği meşhur(du). Ölüdeniz ve Kumburnu dünyanın göz bebeği yerlerin başında gelir(di). Çalış, Akmaz, Karataş sahilleri var(dı). Hatta yakın çevrenin tek kuş cenneti de burada(ydı).

Her biri kendi başına bir değer olan bu doğal güzelliklerin hepsi “nasıl yapılmaz” dersinin en iyi örnekleri haline geldiler. Hepsine sırayla bakalım: Ölüdeniz, ne yazık ki artık şezlong ve şemsiye denizi. O eski manzarasından eser kalmamış durumda. Kumburnu da şezlonglardan, şemsiyelerden nasibini bolca aldı yıllar boyu. Mavi ve yeşilin buluştuğu yer diye anılan bu iki eşsiz sahil “artık hangi dondurma firmasının promosyonu” denk gelirse, o renk! Mesela geçen yaz kırmızı ile beyazın buluştuğu sahiller olarak hafızamızda yer ettiler. Çalış sahili nispeten korunaklı görünüyor. En azından Fethiyeliler şezlong olmadan adım atacak yer bulabiliyor kumsalda. Fakat irili ufaklı işletmeler sanki orada para kazandıran şey o kumsal değilmiş gibi, turistler o kumsalın sade ve doğal güzelliklerine vurulmamış gibi davranıyorlar. Bir uçtan bir uca yürüyüş yolu; masalar ve şemsiyelerden geçmenin mümkün olmadığı olimpik 100 metre engelli pistinden hallice. Kumsala kaplumbağalar yumurtluyormuş! Hak getire. Yuvanın üstüne sapla bir şemsiye borusunu. Kim ne yapsın kaplumbağa yuvasını?
Çalış’ın doğal uzantısı olan Akmaz plajı geçmişte Günlük ormanı iken sessiz sedasız oteller bölgesi haline geldi. Plajın ehveni şer olarak halkın kullanımında olması daha ne kadar sürer bilinmez. Ya Akmaz da paralı hale gelirse? Ya geriye kalan Günlük ağaçları da kesilir ve otel haline dönüşürse? Çok uzak bir ihtimal değil ne yazık ki…
Karataş ise artık yok! Denize dökülen derenin doğal akış yönü değiştirilerek, üstelik arkeolojik sit alanının yamacındaki tepe de dümdüz edilerek ortadan kaldırıldı. Ne gerek var kardeşim, kaplumbağa yumurtlayacakmış? Ne gerek var kardeşim, Fethiyeliler denize girecekmiş? Sen doğanın yeşilinden değil, paranın yeşilinden haber ver…

Şu “nasıl yapılmaz”ların son örneği de Muğla’daki hiçbir şehre nasip olmayan ve Fethiye’de bulunan değerlerimizden biri, Çalış Kuş Cenneti’nden olsun. Murt Deresi’nin körfeze ulaşan kısmı aynı zamanda bu kuş cennetinin ortasından geçiyor. Olmayacak olan, geçmiş yıllarda bir şekilde oldurulmuş ve küçük tekneler bu kuş cennetinde kendilerine yer bulabilmişler. Fakat dere ıslahı için yıllar boyu betonla çevrelenen dere, doğal yollarla kendini temizleme imkânı ortadan kalktığı için, hiçbir engele takılmadan suyun kaynağından denize ulaşıncaya kadar biriktirdiği bütün toprağı, dere ağzına balçık olarak kusmasın mı? Eee ne olacak bu balçık? Deniz doluyor diye eleştiriliyoruz bir yandan da. Yine cin fikirli bir dahi çözümü bulmuuuşşş. Sokarız bir kepçeyi kuş cennetine, çıkan balçığı da cennettin içine dökeriz. Ohh miss. N’olcak canım, iki kuş için kamyona yükleyip başka yere mi taşınır bu balçık? Hem n’olcak, kuşlar da bu sene yuva yapmayıversin. Ot dediğin de büyür zaten… İşte bu kafa sayesinde, “bir cennetin içine nasıl edilir”in fotoğrafını, daha doğrusu “nasıl yapılmaz”ın fotoğrafını çekebildik. Fethiyeliler dışında kimseye de nasip olmaz bu manzara. Hadi yine çok şanslıyız.
Sıra Karaot sahilinde, sıra denize rahatça girebileceğimiz, balık tutabileceğiz yerlere geldi. Çünkü karadaki trafik yetmezmiş gibi denizi de teknelerle doldurmaya karar vermişler anlaşılan. O kadar teknenin bir sanayi sitesi de mi olmasın canım… Olsun tabii. Nerede olsun? Bildiniz; el değmemiş son sahilde, güvenle denize girebildiğimiz son denizde olsun. Karaot’a yapalım tersaneyi de demişler midir? Valla demişlerdir. Koca bir şehir, koca bir tarih ellerimizin arasından kayıp gidiyor. Ne yazık ki cennet Fethiye, cehenneme dönüyor…